Please click for the English version.
Daha önce pek çok tıp öğrenci kongresine katıldım ve bu kongrelerde değerli hocaları dinleme fırsatım oldu. Yapılan konuşmalardan notlar aldım ve her kongrede çıkardığım dersler oldu. 18-19 Nisan 2019’da tarihlerinde katıldığım BioExpo’nun ise bana önceki kongrelerden daha fazla şey kattığını düşünüyorum. Ülkemizde bilimde öncü çoğu hocanın katıldı ve onlarla birebir konuşma şansı yakaladım. Bunun da etkinliğin verimli geçmesinde sanırım büyük payı var. BioExpo’da aldığım notları, gördüklerimi ve düşüncelerimi kısa kısa paylaşmak istiyorum.
İlk oturum Prof. Dr. Rana Sanyal’ın moderatörlüğünde yapıldı. Oturumda genel olarak ülkemizin biyobenzer ilaçlara yönelmesi gerektiğinin üzerinde duruldu. Biyobenzer ilaçlar için bilimden ziyade teknolojiye ihtiyaç olduğunu, orijinal ilaçlar için uzun yıllara ve yüksek bütçelere ihtiyacın olduğu belirtildi. Rana hoca bu noktada katılmadığını ve ülkemizin orijinal ilaç üretme konusunda da etkin olması gerektiğini belirtti. Şu anda başlamazsak on beş yıl sonra hala bir ilacımızın olmayacağını söyledi. Biyobenzer ilaçlar burada da yapılmalı evet ancak ben Rana hocanın tarafındayım. Yeni bir şey üretmek belki zaman alacaktır ancak çok daha değerli.
Bu oturumun bence en önemli noktalarından birisi de yeni ilaçların %70’inin start-uplardan çıktığı ve büyük firmaların bu start-upları satın aldığının söylenmesiydi. Bu durum bana daha önce nature’da okuduğum şu makaleyi hatırlattı: Large teams develop and small teams disrupt science and technology.
Bir başka dikkatimi çeken ve açıkçası bayıldığım bir konuşmayı ise Killian O’Driscoll yaptı ve National Institute for BioProcessing Research and Training (NIBRT)’i anlattı. 3 üniversitenin ortaklaşa kurduğu ve devlet tarafından desteklenen NIBRT, firmaların ve bilimin ihtiyaç duyduğu alanlarda kalifiye insan yetiştiriyor. Bence ülkemizin de tam olarak böyle bir yapıya ihtiyacı var. Güçlü bir ekosistem güçlü bireyler sayesinde mümkün olabilir.
Lokalde iş yapabilmek için global düşünmek gerektiği de yine bu oturumda vurgulandı.
Diğer bir oturumda ise Ercüment Ovalı, Evren Alıcı ve Salih Şanlıoğlu konuştu. Ercüment Ovalı’yı üçüncü kez bir etkinlikte dinledim ve yine hayran kaldım. CAR-T Cell tedavisini başarıyla uygulamış olmaları bana büyük sevinç verdi. Türkiye’de de neden olmasın, her şey mümkün.
Üçüncü oturumda doku mühendisliği üzerine konuşmalar yapıldı. Bu oturumdan önce Gürkan Öztürk’le birebir konuşup soru sorma fırsatım oldu ve zihnimdeki bazı problemlere daha net bakmamı sağladı. Doktorların klinik yükünün, doktorların araştırmacı yönlerini öldürdüğünü söyledi. Ben de hem cerrah olup hem de laboratuvarda çalışırım, ne olacak ki diyordum ancak şu anda biraz daha gerçekçi olmam gerektiğini fark ediyorum.
İkinci günde daha çok kamu kuruluşlarının temsilcileri konuştu ve bana pek hitap etmiyordu çünkü fazla büyük işlerden bahsediyorlardı açıkçası. Ancak şunu en azından tıp için söyleyebilirim ki eğer iyi bir fikriniz var ve bunu uygun bir biçimde ifade edip başvuruyorsanız, maddi destekler var.
Son konuşmacı olan Umut Ağyüz konuşmasının bir kısmında Google Analytics’i iyi bir şekilde kullanmak gerektiğini söyledi. Bu yolla hedef kitlesinin daha iyi tanınabilmesiyle birlikte yapmak istediğimiz işin oluşturacağı etki üzerine öngörüye sahip olabileceğimizi anlattı.
Ardından on bir start-up yaptıklarını ve yapmak istediklerini BIO Startup Program Demo Day adlı oturumda anlattılar. Ben bu oturumda biraz hayal kırıklığına uğradım çünkü çok büyük beklentilerim vardı ama sanırım süre olarak beş dakika verilmesinin bunda etkisi var. Ben özellikle Yeşil Science, AIVisionTech, Tarabios, Vitriol ve VacciZone Biotech start-uplarının çalışmalarını beğendim.
Sempozyumun ardından düzenlenen kokteylde sunum yapan hocaların çalışmalarıyla ilgili sorular sorup ayrıntılı bilgi sahibi oldum. Ayrıca pek çok insanla tanışma fırsatım olduğu için de mutlu oldum.
BioExpo 2019’da gerçekleşen Biyoteknolojide Öncelikler ve İş Birlikleri Sempozyumu’nda aldığım notlar bu şekilde. Diğer sene katılacağım etkinliklerden aldığım notları da yazmayı düşünüyorum çünkü unutuyorum ve geri dönüp baktığımda üzülüyorum.
Ayrıca gördüğüm çoğu tıp kongresi sanki düzenlenmiş olmak için yapılıyor. İnsanın vizyonunu genişletmeyen kongreler artık bitmeli, yapılmamalı. Lütfen bilim dolu kongreler düzenleyin 🙂
Mustafa bey,
Genç bir bilim insanı olarak geleceği yorumlama arzu ve donanımızdan dolayı tebrik ederim. Umarım en kısa zamanda bu kürsüler de sizi de ağrılarız. Bioexpo her zaman bilim, gelecek ve paylaşımın yanında olacaktır.
O kürsülere layık olmak konuşmaktan çok daha anlamlı olacaktır. Teşekkür ederim 🙂
7 Moleküler Biyoloji Derneği Kongresinde bulacaksınız 27-29 Eylül 2019’da – ITÜ de
Programı merakla bekliyorum hocam 🙂